Sevgilim ortamdan olmamalı! Adımızı karalıyorlar!
Uzun zamandır akşam yemeklerimi, facebook profilimin anasayfasını izleyerek yiyorum.. İştahımı açıyorlar, “Bunca gerizekalı varken yaşamak adına bir güzel, afiyetle, yemeliyim!” dedirtiyorlar.
Profilinde 5000’e yakın arkadaşı var ve “Ortamdan kimseyle sevgili olunmaz!” diye bir taraflarını yırtıyor haspam! “Kimden bahsediyor?” diye sorma kendine, bu kişi “sen” bile olabilirsin.
Haa bir de şu iki çiçek, bir kaplan, üç penguen fotoğrafı koyarak “Ben sizin gibi kendimi pazarlamam asla!”vari geçinen arkadaşlar var. Aşkım ev boşken kiminle oynaşacağını şaşırıyorsun; senin o “pazarlama” dediğine biz “fragman” diyoruz.. Kolaları, mısırları alıp da berbat bir filmde hayatımızın o hiç geri dönmeyecek 2-3 saatini kaybetmektense; “dürüst” oluyoruz. Hani dürüstlük diyorsun ya; “İşte biz o fotoğraflı profillerimizle bunun ilk adımını atabilmiş insanlarız.”
İnsanız diyorum; ama hiç oralı olmuyorsun!
Çeşitli sebepler yüzünden kendini hedef göstermekten çekinerek profiline fotoğraf koyamayan; ve kimseyi “Kendini pazarlıyorsun seni kepaze!” diyerek taşa tutmayan arkadaşlara şapka çıkarıyorum.
Gelelim şu “Ortamdan sevgilim olamaz! Asla!”cı takılan “ortam çocuklarımız”a. Yavrum; hunharca, aç gözlü bir şekilde o önüne gelen arkadaşlık teklifini kabul ediyorsun ya; yanlış anlama buna saygım var, ama fütursuzca yazdıklarına yok! Sen orada belli bir kitleye hitap ediyorsun..
Katil misiniz? Zalim mi? Yemin ediyorum ki hiç anlayamıyorum.
Ne biçim bir gaflettesiniz? Hiç mi aklınız yok şöyle okkalı iki üç fikir üretebileceğiniz?
Oturup dünyayı eleştiriyorsunuz. Âlâ! Eleştirin tabii ki; eleştirin fakat “HEDEF GÖSTERMEDEN ELEŞTİRİN!”.. Kalkıp “Trans bireylerin yanındayım, bu nefreti kınıyorum!” diyorsun; ayakta alkışlıyorum.. Ardından “Kadınsı gaylerden nefret ediyorum. Erkek gibi erkek kalmamış piyasada!” diye zıplıyorsun. Baktın sağlam beğeni geldi; daha da arsızlaşıyor ve “Ortamın içine ettiler! Adımızı karalıyor şu şekilde giyinen zırıllar! Hepsi pislik!” diyorsun. Ulan! Bir yerden “nefreti kınarken”, öbür tarafta “nefret körüklüyorsun”.
Ahkâm Kasabısınız. En kötüsü de cahil.. İki tur İstiklâl’de yürümeyi “Tamam ben insanları tanıyorum, ortam hakkında her şeyi gördüm, herkesin ne mal olduğu da ortada”yla karıştırıyorsunuz. Sen sadece “görüyorsun” canımın içi; “konuşmuyor”, “dinlemiyor”, “anlamaya çalışmıyor”,sadece ve sadece “sanıyorsun”.. Hey gidi aptal erkeğim! Hey gidi şapşal kadınım! Hey gidi hey be!
İnsan aşağılamak için yarışa girmişsiniz. Sana ne onun makyajından! Sana ne benim şortumdan! Sana ne ötekinin kız gibi giyinmesinden! Sana ne berikinin soyunmasından!
Son zamanlarda yaşanan “nefret suçlarının” bir çoğunda parmağınız var. Bunun farkında olmamanız, sizi masum kılmıyor. Kökünüz çürümüş; haberiniz yok.
Sahi sizin adamlığınız kaç cm? İnsanları hedef göstererek lanetleyebilecek kadar ne yaşadınız? Kimsiniz? Nesiniz? Nimetlerini sömürdüğünüz hayata katkınız kaç cm?
İstanbul2015 Onur Yürüyüşü sonrasında da bu saçma linç girişimlerinde bulundunuz. Güldüm.. Neremle olduğunu merak etme, cumartesi akşamları burnunda tüten yerimle güldüm!
Sen “normal” olabilirsin. Bu “normal”e de çok gülüyorum. Aşkım neyin “normal”isin sen? Gerizekalının mı?
5000 arkadaşına sesleniyor katil; “Ortamın adına leke sürdüler! Şunu bunu yaptılar!” diye hedef göstererek.. Bir de kendini bilmek diye bir şey var ki bunu da hiç beceremiyorsunuz; ve utanmadan “Onur Yürüyüşü dediğin böyle olmaz!” diye ciyaklıyorsunuz..
Aşkım kaç tane Onur Yürüyüşünde bayrak salladın?
Kaç ülkede bulundun? Kaç değişik derneğin toplantısına katıldın?
Eylemler hakkında ne biliyorsun?
“Ramazanda yapılacak şey değildi bu!” diyorsun. Dinimiz hoşgörü ve saygı dini olmalıydı; zulüm ve saldırı değil! Ben 12 aydan 1 tanesine saygı duyuyorum; peki ya neden bu ülke, bu cennet ülkemiz, benim o 365 günden 1 taneme saygı duyamıyor? Bunu hiç sordun mu kendine? Sorma! Fikir üretebilseydin “Bizden değil; kendinden utanırdın.”.
Uzun lafın kısası; istediğin gibi bir dünyada yaşamak istiyorsan, istediğin gibi olmamızı bekleme bizden. Çünkü hepimizin düşlediği farklı bir dünya var. Buna saygı duyup “Onu bunu lanetlemeden” yaşayacaksın ki, o duyduğun saygı sana katlanarak dönsün.
Aksi takdirde; o tatlı kuyruk acısı yanına kâr kalan tek şey olacak.
Benim sevgilim mümkünse “ortam”dan olsun. “Adımızı lekeliyorlar!” dediğin insanlar sayesinde LGBTİ’nin farkına varılıyor; senin gibi ışıklar kapanınca kendini şaşıranlar sayesinde değil.
Sevilmek istiyorsan; sevmeyi, nefret etmemeyi öğreneceksin. Sonra geleceksin, elinden öpeceğim.
ve “Adamsın!” diyeceğim. Adamsın.